12 Mayıs 2021 Çarşamba

Aktif sürveyans denilen birşey var

Kovid-19 pandemisinin kontrol altına alınmasında önemli yaklaşımlardan biri olan geçen süre içinde ülkemizde salgın kontrol çalışmaları kapsamında yeteri kadar kendine yer bulamayan uygulamalardan birini aktif sürveyans oluşturmaktadır.  

Aktif sürveyans salgın kontrol çalışmalarının kısmen başarı ile yürütüldüğü Uzak Asya ülkelerinde olgu sayısının kontrol altına alınması için kullanılan yöntemlerden birini oluşturmuştu. Bu konuya daha önce yayınladığımız Türkiye'de Kovid-19 piki ne zaman gerçekleşecek başlıklı videomuzda değinmiştik.



Bu videoda grafiklerinden yararlandığımız Çin'in Wuhan kentinde salgın kontrol çalışmaları ile ilgili bir yayından söz etmiştik. Çin'in Wuhan kentinde 17 Şubat 2020 - 18 Şubat 2020 tarihlerinde aktif sürveyans ile olgu aranmış, bu yöntemle tespit edilebilen olgu sayısının artması sağlanmış ve diğer farmakolojik olmayan kontrol uygulamaların yanı sıra aktif sürveyansın da etkisi ile olgu sayısında hızla düşme sağlanabilmişti. 

Ülkemizde ise aktif sürveyans kavramı üzerinde yeterince durulmamakta ve tespit edilebilen Kovid-19 olguları, şikayetleri nedeniyle hastanelere  ile başvuran kişilerle sınırlı kalmaktadır. Oysa Kovid-19 olgularının %85'inin hafif belirtisi olan ya da belirtisi olmayan kişiler oluşturmaktadır. Olguların büyük bölümü hastaneye başvurmayabilmekte ve tanı almadan günlük yaşantılarına devam edebilmektedir.  

Olgu sayısı artınca kısmi kapanmaya başvurarak olgu sayısında görece azalma ile yetinmek, sonrasında da açılma ile olgu sayısının tekrardan yükselmesine meydan vermek salgın kontrolü açısından kabul edilebilir uygun bir yaklaşım olmayacaktır.

Koronavirüs önlemleri kapsamında Ramazan bayramı öncesi yapılması gereken uygulamalardan birini özellikle dışarı çıkma yasağından muaf tutulan imalat ve inşaat sektörlerindeki işyerlerinde aktif sürveyans ile olguların tespit edilmesi uygulamasının güçlendirilmesi oluşturuyor. Kapanmadan muaf işyerlerinden çalışanlar günlük olarak sorgulanarak, kişilere kendilerinde ya da aile üyelerinde koronavirüs semptomlarından biri olup, olmadığı sorulmalıdır. Eğer kişilerin kendilerinde ya da ailelerinden birinde koronavirüs semptomlarından biri varsa kişilere iş yerinde test uygulanmak suretiyle toplumda tanı konulabilen Kovid-19 olgularının sayısının arttırılması gerekir. Aktif sürveyans ile Kovid-19 olgularının tespit edilmesi işi dorudan halk sağlığı örgütlerinin görevidir. Buna ek olarak işyerlerinin kendi olanakları ile çalışanlarına tarama yaptırması sağlanmalı ve semptomu olmayan Kovid-19 olgularına tanı konularak salgın kontrol çalışmalarının güçlendirilmesi gerekir. 

Olgu sayısı artınca kısmi kapanmaya başvurarak olgu sayısında görece azalma ile yetinmek, sonrasında da açılma ile olgu sayısının tekrardan yükselmesine meydan vermek salgın kontrolü açısından kabul edilebilir uygun bir yaklaşım olmayacaktır.


Deniz Akgün

Halk sağlığı uzmanı 

Anahtar sözcükler

koronavirüs (34) çevre kirliliği (30) Kovid-19 (29) hava kirliliği (22) kanser (22) pandemi (21) iş sağlığı (16) beslenme (12) bulaşıcı hastalıklar (11) salgın (11) kalp hastalıkları (10) pestisid (10) çevrecilik (10) egzersiz (9) içme suyu (9) işe bağlı sağlık sorunu (8) bağımlılık (7) iş kazası (7) kalp krizi (7) koronavirus (7) obezite (7) çocuk sağlığı (7) aile planlaması (6) aşı (6) birinci basamak sağlık (6) diyabet (6) işçi sağlığı (6) yoksulluk (6) cinsel yolla bulaşan hastalık (5) gıda güvenliği (5) işsizlik (5) kısırlık (5) stres (5) ölüm (5) akciğer kanseri (4) astım (4) ekonomik durgunluk (4) grip (4) iş güvenliği (4) otizm (4) rahim kanseri (4) sağlık finansmanı (4) zihinsel işlev (4) Bisfenol A (3) Kuş gribi (3) allerji (3) antibiyotik (3) antidepresan (3) asbest (3) besin zehirlenmesi (3) depresyon (3) doğurganlık (3) erken ölüm (3) gebelik (3) iklim değişikliği (3) iş gerilimi (3) kollesterol (3) korunma (3) kızamık (3) meme kanseri (3) sağlık (3) tedavi (3) verem (3) vitamin (3) yaşam süresi (3) ABD (2) HPV (2) KOAH (2) MERS (2) Suriye (2) akciğer hastalıkları (2) arsenik (2) ağrı kesici (2) cinsel ilişki (2) cinsellik (2) endokrin bozucular (2) eşitsizlik (2) finansal kriz (2) genç (2) gonore (2) hastalık (2) ilaç direnci (2) inme (2) kent (2) kent sağlığı (2) kondom (2) koruyucu sağlık (2) kronik hastalıklar (2) madde bağımlılığı (2) migren (2) nükleer santral (2) okul (2) prostat kanseri (2) romatizma (2) sıtma (2) tarama (2) zoonoz (2) çocuk felci (2) üreme sağlığı (2) şeker hastalığı (2) GDO (1) H7N7 (1) H7N9 (1) SARS (1) akrilamid (1) alkol (1) ambalajlı su (1) aşı karşıtlığı (1) baharat (1) bel soğukluğu (1) benzen (1) beyaz et (1) biber gazı (1) boğmaca salgını (1) cezaevi (1) damar sertliği (1) difteri (1) doğum defekti (1) doğum riski (1) düşük doğum ağırlığı (1) egzema (1) endometriosiz (1) endometrium (1) enfeksiyon (1) erken doğum (1) erken püberte (1) eroin (1) evde doğum (1) gastroşisiz (1) gelir düzeyi (1) genetik hastalıklar (1) hafıza (1) halı (1) hastane (1) hipotiroidizm (1) ilaç (1) ishal (1) istismar (1) iç ortam kirliliği (1) kabakulak (1) kadın sağlığı (1) kadın ölümlülüğü (1) kahvaltı (1) kahve (1) kan kanseri (1) kellik (1) kentsel dönüşüm (1) klamidya (1) kortikosteroid (1) kuduz (1) kuru göz (1) kuru temizlemeci (1) lenfoma (1) maden (1) meme gelişimi (1) mezotelyoma (1) modern yaşam (1) nanoteknoloji (1) neoliberalizm (1) nörolojik hastalıklar (1) parkinson (1) perflorin (1) psikososyal stres (1) psoriasiz (1) ruhsal sorun (1) salmonella (1) sağlık çalışanları (1) sigara (1) silikosiz (1) tek sağlık (1) vaka tanımı (1) yaşlı (1) yaşlı sağlığı (1) özelleştirme (1)