Kovid-19 pandemisinin kontrol altına alınmasında önemli yaklaşımlardan biri olan geçen süre içinde ülkemizde salgın kontrol çalışmaları kapsamında yeteri kadar kendine yer bulamayan uygulamalardan birini aktif sürveyans oluşturmaktadır.
Aktif sürveyans salgın kontrol çalışmalarının kısmen başarı ile yürütüldüğü Uzak Asya ülkelerinde olgu sayısının kontrol altına alınması için kullanılan yöntemlerden birini oluşturmuştu. Bu konuya daha önce yayınladığımız Türkiye'de Kovid-19 piki ne zaman gerçekleşecek başlıklı videomuzda değinmiştik.
Bu videoda grafiklerinden yararlandığımız Çin'in Wuhan kentinde salgın kontrol çalışmaları ile ilgili bir yayından söz etmiştik. Çin'in Wuhan kentinde 17 Şubat 2020 - 18 Şubat 2020 tarihlerinde aktif sürveyans ile olgu aranmış, bu yöntemle tespit edilebilen olgu sayısının artması sağlanmış ve diğer farmakolojik olmayan kontrol uygulamaların yanı sıra aktif sürveyansın da etkisi ile olgu sayısında hızla düşme sağlanabilmişti.
Ülkemizde ise aktif sürveyans kavramı üzerinde yeterince durulmamakta ve tespit edilebilen Kovid-19 olguları, şikayetleri nedeniyle hastanelere ile başvuran kişilerle sınırlı kalmaktadır. Oysa Kovid-19 olgularının %85'inin hafif belirtisi olan ya da belirtisi olmayan kişiler oluşturmaktadır. Olguların büyük bölümü hastaneye başvurmayabilmekte ve tanı almadan günlük yaşantılarına devam edebilmektedir.
Olgu sayısı artınca kısmi kapanmaya başvurarak olgu sayısında görece azalma ile yetinmek, sonrasında da açılma ile olgu sayısının tekrardan yükselmesine meydan vermek salgın kontrolü açısından kabul edilebilir uygun bir yaklaşım olmayacaktır.
Koronavirüs önlemleri kapsamında Ramazan bayramı öncesi yapılması gereken uygulamalardan birini özellikle dışarı çıkma yasağından muaf tutulan imalat ve inşaat sektörlerindeki işyerlerinde aktif sürveyans ile olguların tespit edilmesi uygulamasının güçlendirilmesi oluşturuyor. Kapanmadan muaf işyerlerinden çalışanlar günlük olarak sorgulanarak, kişilere kendilerinde ya da aile üyelerinde koronavirüs semptomlarından biri olup, olmadığı sorulmalıdır. Eğer kişilerin kendilerinde ya da ailelerinden birinde koronavirüs semptomlarından biri varsa kişilere iş yerinde test uygulanmak suretiyle toplumda tanı konulabilen Kovid-19 olgularının sayısının arttırılması gerekir. Aktif sürveyans ile Kovid-19 olgularının tespit edilmesi işi dorudan halk sağlığı örgütlerinin görevidir. Buna ek olarak işyerlerinin kendi olanakları ile çalışanlarına tarama yaptırması sağlanmalı ve semptomu olmayan Kovid-19 olgularına tanı konularak salgın kontrol çalışmalarının güçlendirilmesi gerekir.
Olgu sayısı artınca kısmi kapanmaya başvurarak olgu sayısında görece azalma ile yetinmek, sonrasında da açılma ile olgu sayısının tekrardan yükselmesine meydan vermek salgın kontrolü açısından kabul edilebilir uygun bir yaklaşım olmayacaktır.
Deniz Akgün
Halk sağlığı uzmanı