30 Eylül 2021 Perşembe

Pandemide aşı odaklı korunma stratejisi ne kadar doğru?

Koronavirüs hastalığından korunmaya yönelik önlemler non-farmakolojik ve farmakolojik olarak iki başlık altında ele alınabilir. Farmakolojik olmayan önlemler arasında maske, mesafe ve hijyen olarak anılan ve fiziksel temas sıklığını azaltmaya yönelik önlemler yer alıyor. Koronavirüsün hava yolu ile bulaştığına yönelik bilimsel kanıtların ortaya çıkması sonrasında temas sıklığını azaltmaya yönelik önlemlere ek olarak temiz hava ile ortam havalandırmasının sağlanması da öneriler arasında yerini aldı.

Koronavirüs salgını ile başa çıkmada yaygın test yapılması, vakaların ve temaslıların erken dönemde toplumdan ayrılması kişiden kişiye bulaşı önlemek açısından önem taşıyor. Son olarak kullanıma giren koronavirüs aşıları da hastalığın bulaşmasını önleme açısından başvurulması gereken önlemler arasında yerini aldı. Ancak diğer bütün önlemler bir yana konularak sadece aşı yapmaya odaklanan pandemi kontrol stratejisinin sorunlu bir yaklaşım olduğunu belirtmemiz gerekiyor. 

Hastalık kontrol stratejisi bütüncül olmalı

Uzun bir süredir ülkemizde haftalık olgu hızının 100.000'de 100'ün üzerinde seyrediyor. Buna karşın hayatın her alanında normalleşmeye gidildiği görülüyor. Kahvehanelerde kağıt oynanabiliyor, tatile gidilebiliyor. Turizm hareketliliği özendiriliyor, yolcu sayısı sınırlaması olmaksızın toplu ulaşım kullanılıyor. Olgu hızının bu denli yüksek seyrettiği koşullarda sadece aşıya odaklanmak ve aşı oranlarının yüksekliğini hedefleyerek risk değerlendirmesi yapılması bilimsel değil. Yüksek olgu hızına karşın fiziksel temas sıklığını azaltmaya yönelik bütüncül önlemlerin alınmaması salgın yönetiminde bilimsel yaklaşıma uygun düşmüyor. 





Ülkemizde salgın kontrolüne yönelik önlemlerde bireysel çabalar öne çıkıyor



Ülkemizde salgın kontrolüne yönelik önlemler bireylere bırakılmış durumda. Günlük olgu hızına göre yapılan PCR testi sayısı yetersiz. Yeterli test sayısına ulaşabilmek için testlerde pozitiflik oranının %3'ün altında olması gerekiyor. Ancak Türkiye'de günlük test pozitiflik oranı uzun süredir %7'nin üzerinde seyrediyor. Yaygın hastalık bulaşı devam ediyor olmasına karşın, toplumda fiziksel temas sıklığını azaltmaya yönelik hemen hiçbir kısıtlamanın uygulanmadığı görülüyor. Önlemler bireylerin çabalarına havale edilmiş durumunda. Ancak önlemlerin bireylerin kendi çabaları ile eksiksiz şekilde yerine getirilmesi olanaklı değil. İşe gitmek için toplu ulaşım araçlarını kullandığında ya da çok sayıda kişinin bir arada çalıştığı işyerine gittiğinde bireylerin diğer kişilerle arasındaki mesafeyi belirleme şansı bulunmuyor. 

Sadece aşılamaya dayalı hastalık kontrol stratejisi bilimsel değil

Görünen o ki Türkiye'nin koronavirüs salgınını kontrol stratejisinde sadece bağışıklama ayağı üzerinden ilerlemeye çalışılıyor. Ancak sadece bağışıklamaya dayalı hastalık bulaşını önleyebilmek için nüfusun en az %80'inin aşılanması ve belli aralıklarla bu kişilere kamçı dozunun yapılması gerekiyor. Bu nedenle 12 yaş üzeri çocukların aşılanması gündeme geldi. Ancak 12 yaş üzeri sağlıklı çocuklara koronavirüs aşısı yapılması konusu dünya genelinde pek çok açıdan tartışılıyor. (1)

Öncelikle dünyanın pek çok ülkesinde risk altındaki yetişkinler için henüz yeterli aşı temin edilebilmiş değil. Bu nedenle pek çok ülkede hastalık bulaşı ve koronavirüse bağlı ölüm hızı yüksek seyrediyor. Yaygın hastalık bulaşı devam ettiği için aşılanma hızı düşük olan ülkelerde yeni varyantların ortaya çıkma olasılığı azaltılamış durumda. Pek çok ülkede yetişkinlerin aşılanmasında henüz kayda değer yol alınamamışken, bazı ülkelerde hastalığa yakalanma riski görece düşük olan çocuk aşılamasının yaygınlaştırılması pandeminin dünya genelinde kontrol edilebilmesi açısından doğru bir yaklaşım olmayabilir. Diğer taraftan çocuklarda koronavirüs aşısı birincil olarak çocuğun kendisini hastalıktan korumaktan ziyade hastalığın bulaş zincirinin kırılabilmesi açısından gündeme gelmiş durumda. Ancak koronavirüs aşısının gençlerde seyrek de olsa bazı olumsuz yan etkileri olabileceği biliniyor. Beklenen bireysel fayda ve olası yan etkiler dikkate alındığında İngiltere gibi bazı ülkelerde 12-15 yaş arasındaki çocuklara koronavirüs aşısı tek doz olarak önerildi. 


Diğer bütün önlemlerin gevşetildiği ya da askıya alındığı koşullarda doğal enfeksiyon riskinin ve aşıdan elde etmeleri beklenen bireysel faydanın düşük olduğu 12 yaş üstü çocukların yaygın şekilde aşılanmasının ne kadar doğrudur?


Birincil faydası aşılanan bireyin korunmasından ziyade toplumda bulaş zincirini kırmak olan 12-15 yaş arası çocuklara koronavirüs aşılaması tartışmalı bir başlığı oluşturuyor. Yaygın hastalık bulaşının gerçekleştiği koşullarda hastalığın kontrol altına alınması için farmakolojik olmayan ve etkinliği gösterilmiş olan bir dizi uygulama neden gündeme gelmiyor? Test yaygınlığının arttırılması, olgu ve temaslıların erken dönemde karantinaya alınmasının sağlanması, toplumdaki temas sıklığının azaltılması, toplu etkinliklerin sınırlanması, kapalı alanların iyi havalandırılmasının sağlanması ve bütün bunlara yönelik kontrollerin sıklaştırılmasına neden gerek görülmüyor? Diğer bütün önlemlerin gevşetildiği ya da askıya alındığı koşullarda doğal enfeksiyon riskinin ve aşıdan elde etmeleri beklenen bireysel faydanın düşük olduğu 12 yaş üstü çocukların yaygın şekilde aşılanması ne kadar doğrudur?


Kaynaklar:
1. Covid-19 vaccines for teenagers: conversations and consent.
https://www.bmj.com/content/374/bmj.n2312


Deniz Akgün
Halk sağlığı uzmanı

Anahtar sözcükler

koronavirüs (34) çevre kirliliği (30) Kovid-19 (29) hava kirliliği (22) kanser (22) pandemi (21) iş sağlığı (16) beslenme (12) bulaşıcı hastalıklar (11) salgın (11) kalp hastalıkları (10) pestisid (10) çevrecilik (10) egzersiz (9) içme suyu (9) işe bağlı sağlık sorunu (8) bağımlılık (7) iş kazası (7) kalp krizi (7) koronavirus (7) obezite (7) çocuk sağlığı (7) aile planlaması (6) aşı (6) birinci basamak sağlık (6) diyabet (6) işçi sağlığı (6) yoksulluk (6) cinsel yolla bulaşan hastalık (5) gıda güvenliği (5) işsizlik (5) kısırlık (5) stres (5) ölüm (5) akciğer kanseri (4) astım (4) ekonomik durgunluk (4) grip (4) iş güvenliği (4) otizm (4) rahim kanseri (4) sağlık finansmanı (4) zihinsel işlev (4) Bisfenol A (3) Kuş gribi (3) allerji (3) antibiyotik (3) antidepresan (3) asbest (3) besin zehirlenmesi (3) depresyon (3) doğurganlık (3) erken ölüm (3) gebelik (3) iklim değişikliği (3) iş gerilimi (3) kollesterol (3) korunma (3) kızamık (3) meme kanseri (3) sağlık (3) tedavi (3) verem (3) vitamin (3) yaşam süresi (3) ABD (2) HPV (2) KOAH (2) MERS (2) Suriye (2) akciğer hastalıkları (2) arsenik (2) ağrı kesici (2) cinsel ilişki (2) cinsellik (2) endokrin bozucular (2) eşitsizlik (2) finansal kriz (2) genç (2) gonore (2) hastalık (2) ilaç direnci (2) inme (2) kent (2) kent sağlığı (2) kondom (2) koruyucu sağlık (2) kronik hastalıklar (2) madde bağımlılığı (2) migren (2) nükleer santral (2) okul (2) prostat kanseri (2) romatizma (2) sıtma (2) tarama (2) zoonoz (2) çocuk felci (2) üreme sağlığı (2) şeker hastalığı (2) GDO (1) H7N7 (1) H7N9 (1) SARS (1) akrilamid (1) alkol (1) ambalajlı su (1) aşı karşıtlığı (1) baharat (1) bel soğukluğu (1) benzen (1) beyaz et (1) biber gazı (1) boğmaca salgını (1) cezaevi (1) damar sertliği (1) difteri (1) doğum defekti (1) doğum riski (1) düşük doğum ağırlığı (1) egzema (1) endometriosiz (1) endometrium (1) enfeksiyon (1) erken doğum (1) erken püberte (1) eroin (1) evde doğum (1) gastroşisiz (1) gelir düzeyi (1) genetik hastalıklar (1) hafıza (1) halı (1) hastane (1) hipotiroidizm (1) ilaç (1) ishal (1) istismar (1) iç ortam kirliliği (1) kabakulak (1) kadın sağlığı (1) kadın ölümlülüğü (1) kahvaltı (1) kahve (1) kan kanseri (1) kellik (1) kentsel dönüşüm (1) klamidya (1) kortikosteroid (1) kuduz (1) kuru göz (1) kuru temizlemeci (1) lenfoma (1) maden (1) meme gelişimi (1) mezotelyoma (1) modern yaşam (1) nanoteknoloji (1) neoliberalizm (1) nörolojik hastalıklar (1) parkinson (1) perflorin (1) psikososyal stres (1) psoriasiz (1) ruhsal sorun (1) salmonella (1) sağlık çalışanları (1) sigara (1) silikosiz (1) tek sağlık (1) vaka tanımı (1) yaşlı (1) yaşlı sağlığı (1) özelleştirme (1)