Çağdaş sağlık hizmetleri yaklaşımı kişilerin anne karnına düştükten başlamak üzere sağlık riskleri açısından izlenmesini gerektiriyor.
Bu yazımızda gebelerin sağlık izlemleri açısından ülkemizin durumunu irdelemeye çalışacağız. Bunun için öncelikle bazı verilere göz atmakta fayda bulunuyor. İlk olarak Sağlık Bakanlığı'nın 2012 yılı sağlık istatistikleri yıllığına göz atalım. Aşağıdaki grafikte doğum öncesi dönemde gebelerin en az bir kez sağlık personeli tarafından izlenmiş olması durumu açısından Türkiye'nin ve dünyanın değişik bölgelerinin karşılaştırması görülüyor. Bu grafikten Türkiye'nin söz konusu gösterge açısından dünya ve Avrupa Bölgesi ortalamasından daha iyi durumda olduğunu anlıyoruz. Bu verileri görünce insanın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla övünesi geliyor.
(Grafik 1: Doğum öncesi en az bir kez bakım alma açısından uluslararası karşılaştırma, Sağlık Bakanlığı 2012 İstatistikleri Yıllığı)
Dilerseniz bu övünülesi durumun keyfini daha iyi çıkarmak için verileri biraz daha yakından inceleyelim. Aşağıdaki tabloda da benzer şekilde doğum öncesi dönemde en az bir kez sağlık izlemi hizmet almış olan gebelerin oranının yıllar içindeki değişimini görüyoruz.
(Tablo 1: Yıllara göre ana çocuk sağlığı göstergeleri, Sağlık Bakanlığı 2012 İstatistikleri Yıllığı)
Bu tablodan da en az bir kez doğum öncesi bakım hizmeti alan gebelerin oranının yıllar içinde arttığı görülmekte. Ancak burada dikkatimizi çeken bir başka bulgu daha var. Buradan Türkiye'de gebelerin doğum öncesi dönemde sağlık bakım hizmeti alıp, almadıklarını değerlendiren hassas bir sürveyans sistemi olduğunu da öğrenmiş oluyoruz. Bu verilere göre Türkiye'de 2009 yılında gebelerin %9'u, 2010 yılında %8'i, 2011 yılında %6'sı, 2012 yılında ise %3'ü, bir kez bile olsun doğum öncesi bakım hizmeti almamış.
Burada aklımıza verinin elde ediliş şekliyle ilgili bazı sorular geliyor. Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre Türkiye'de her yıl azalan oranda da olsa hiç doğum öncesi bakım hizmeti almayan gebelerin olduğu anlaşılmaktadır. Bu gebeler doğumdan önceki bir dönemde sağlık örgütleri tarafından fark edilebilselerdi, gecikmiş de olsa doğum öncesi bakım hizmeti alacaklar ve grafiğin ilgili kısmında temsil edileceklerdi. Peki Sağlık Bakanlığı istatistiklerinde yer alan "hiç doğum öncesi bakım almamış gebelerin" tespit edilme yöntemi nedir? "Hiç bakım hizmeti almayan gebelerin varlığı, mantıken doğum öncesi dönemde tespit edilebilir olmadığına göre bununla ilişkili veriler doğum sonrası dönemde mi toplanmaktadır? Bu bulgunun dayanağı veriler midir, yoksa tahminler midir? Yoksa daha önceki TNSA araştırmaları bulgularına dayanılarak yapılan projeksiyonlar mıdır?
Elbette bunun bir veri olup, olmadığının; ya da eğer bir veri ise ne şekilde elde edildiğinin bir açıklaması olmalıdır. Ancak bu açıklamayı, verinin sunulduğu raporda bulmak olanaklı değildir. Bu veri ülkemizde doğum öncesi bakım alma durumunu tam olarak göstermese de, sağlık durumunu ortaya çıkarmak üzere yayınlanan istatistiki verilerin, bu verilerin elde edilme yöntemi belirtilmeksizin kolaylıkla kullanılabildiğini gösteriyor. Türkiye'de doğum öncesi dönemde verilen sağlık bakım hizmetinin durumunu gösteren verilerin gösterdiği diğer bulgular ise şu şekildedir:
DOĞUM ÖNCESİ DÖNEMDE VERİLEN SAĞLIK BAKIM HİZMETİNİN DURUMU
1) Her ne kadar Avrupa Bölgesi ortalamasının üzerinde kapsayıcılığa sahip olması temenni ediliyor olsa da, Türkiye'de doğum öncesi dönemde gebelerin aldıkları sağlık hizmetinin niceliksel ve niteliksel değerlendirmesini yapabilmek için eldeki tek enstrüman, halen daha 5 yılda bir yapılan TNSA araştırmalarıdır. Dolayısıyla "tek tuşla" durumu açıklığa kavuşturabilmek için bu araştırmanın dönemsel sonuçlarının yayınlanmasını beklemek gerekmektedir. Bunun dışındaki sağlık istatistikleri veriye değil; projeksiyona, tahmine, kanaate ya da yöntemi belirli olmayan çıkarsamalara dayalıdır.
2) Var olan geçerli tek veri kaynağı olan TNSA araştırmalarının sonuncusu TNSA-2008'e göre gebeliklerin sadece %61'i ilk 3 ayda tespit edilebilmektedir. (Tablo 2) Dolayısıyla gebeliklerin tespiti, fetüs açısından risklerin en yoğun olduğu dönem için yüksek oranda olanaklı olmamaktadır.
3) Doğum öncesi bakımın niteliği ile ilgili olarak ise en son yapılan araştırma TNSA-2008 verilerine göre gebelikleri sırasında izlenen kadınların %8'ine tansiyon ölçümü, %15'ine kan tahlili testi, %17'sine kilo ölçümü, %18'ine idrar tahlili hiç yapılmamıştır. Aynı araştırmanın verilerine göre 4 ve üzeride sayıda sağlık izleminden geçen gebe oranı ise %74'dür. Bu iki veri bir arada değerlendirildiğinde Türkiye'de her 3 gebelikten 2'sinden daha azı, asgari standartlara uygun bir şekilde izlenebilmektedir. (Tablo 3)
4) Türkiye'de sağlık istatistikleri teknik bir alanın değil, politik bir alanın aracı olarak kabul edilmektedir. Sağlık verilerinin kullanılmasının amacı sağlıkla ilgili durum tespitlerinin yapılması, eksikliklerin fark edilmesi ve sağlık hizmetlerinin bu doğrultuda bilimsel temelde planlanması değildir. Sağlık istatistiklerinin kullanılma amacı, "ülkede her şey iyiye gittiğine göre sağlık durumu da iyiye gidiyordur" şeklindeki kanaatin pekiştirilmesidir. Türkiye'nin sağlık hizmetlerinin veriler aracılığıyla değerlendirilmesi ile ilgili "mutluluk verici" gerçek durum budur.
(Tablo 2: Doğum öncesi bakımda ilk ziyaret ayı, TNSA-2008)
(Tablo 3: Doğum öncesi bakım sırasında yaplan testler ve ölçümler, TNSA-2008)
Deniz Akgün
Halk Sağlığı Uzmanı
Not: Yazıdaki değerlendirmelerle ilgili görüş ve eleştirilerinizi belirtirseniz memnun olurum.