24 Ağustos 2021 Salı

Okulların açılmasının önündeki en büyük handikap: Okul sağlığı hizmetlerinin yokluğu

Türkiye'nin artık okullarını kapalı tutma lüksü yok. Çünkü okulların kapalı olması sadece eğitimdeki eşitsizliklerin derinleşmesine yol açmıyor, aynı zamanda ard arda üçüncü eğitim öğretim döneminin de kaybedilmesi riskini taşıyor. Bu eğitim, öğretim dönemi de kaybedilirse okul yaş grubu çocuklarda uzun vadede telafi edilmesi olanaklı olmayan zararların ortaya çıkması kaçınılmaz. Ancak ülkemizde okul sağlığı hizmetlerinin bulunmaması gibi dezavantajlı bir duruma söz konusu ve salgının kontrol altında olmadığı koşullarda okulların açılmasını zora sokuyor.

Okullarda alınacak salgın kontrol önlemleri  niteliği gereği tek başına eğitim sektörünün altından kalkabileceği çalışmaları oluşturmuyor. Salgın kontrol çalışmaları özü gereği okul sağlığı hizmetlerini ve buna yönelik koruyucu sağlık organizasyonunun varlığını gerektirir. Hiç kuşkusuz okullarda yürütülecek salgın kontol çalışmalarının en önemli paydaşlarından birini eğitim sektörü bileşenleri oluşturur. Okul idareciler, öğretmenler, veliler ve öğrencilerin Kovid19 pandemisinin kontrol altına alınması için belirlenen kurallara uymaları ve salgın kontrol çalışmalarına katılımları gerekiyor. Ancak iyi işleyen bir okul sağlığı örgütlenmesinin olmadığı koşullarda Milli Eğitim Bakanlığı ya da il milli eğitim müdürlükleri tarafından yürütülen bürokratik bir dizi işlemin, pandemi döneminde okullarda eğitimin sürdürülmesi açısından yeterli olacağını varsaymak yanlış olur. 


Bütüncül okul sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetlerinin bulunmadığı koşullarda sadece öğretmenlerin aşılanması ya da haftalık test yapılması gibi tekil önlemlerle yüzyüze eğitimin sürdürülmesi olanaklı görünmüyor.

Pandemi döneminde okullarda eğitime devam edilebilmesi için öncelikle salgının toplumda kontrol altına alınmasına yönelik çalışmaların etkin şekilde yürütülmesi gerekiyor. Bütüncül okul sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetlerinin bulunmadığı koşullarda sadece öğretmenlerin aşılanması ya da öğretmenlerin haftalık test yaptırması gibi tekil önlemlerle yüz yüze eğitimin sürdürülmesi olanaklı görünmüyor. Okullarda risk değerlendirmesi yapılması, fiziksel mesafe, maske, havalandırma ve el hijyeni gibi önlemlerin kontrolünün sağlanması gerekiyor. Risk değerlendirmesi kapsamında o bölgenin demografik özellikleri, yeni olgu sıklığının seyrinin dikkate alınarak hastalık kontrolü çalışmalarının ve alınması gereken ek önlemlerin belirlenmesi gerekiyor. Sınıfların fiziksel özellikleri, sınıf mevcudu, öğrencilerin ailelerinde Kovid-19 bulaşı açısından riskli mesleklerde çalışan bireylerin varlığı, ailede ağır hastalık geçirme riski bulunan bireyler ya da aşısız bireylerin bulunma durumunun değerlendirilerek sınıf bazında risk haritalarının çıkarılması gerekiyor. 

Okullarda hastalığın yayılımın önlenmesi çalışmalarının, hastalığın toplumda yayılımın önlenmesine yönelik bütünlüklü çalışmaların bir parçası olarak yürütülmesi gerekir. Bunun için de hastalıklardan korunmaya yönelik çalışmalarının nitelikli okul sağlığı hizmetlerinin kapsamı içinde organize edilebilmesi gerekiyor. Sadece aşı ya da test yapma gibi tekil müdahalelerle okullarda eğitimin sürdürülebilmesi olanaklı görünmemektedir. Denemesi bedava!

Deniz Akgün

Halk sağlığı uzmanı

Anahtar sözcükler

koronavirüs (34) çevre kirliliği (30) Kovid-19 (29) hava kirliliği (22) kanser (22) pandemi (21) iş sağlığı (16) beslenme (12) bulaşıcı hastalıklar (11) salgın (11) kalp hastalıkları (10) pestisid (10) çevrecilik (10) egzersiz (9) içme suyu (9) işe bağlı sağlık sorunu (8) bağımlılık (7) iş kazası (7) kalp krizi (7) koronavirus (7) obezite (7) çocuk sağlığı (7) aile planlaması (6) aşı (6) birinci basamak sağlık (6) diyabet (6) işçi sağlığı (6) yoksulluk (6) cinsel yolla bulaşan hastalık (5) gıda güvenliği (5) işsizlik (5) kısırlık (5) stres (5) ölüm (5) akciğer kanseri (4) astım (4) ekonomik durgunluk (4) grip (4) iş güvenliği (4) otizm (4) rahim kanseri (4) sağlık finansmanı (4) zihinsel işlev (4) Bisfenol A (3) Kuş gribi (3) allerji (3) antibiyotik (3) antidepresan (3) asbest (3) besin zehirlenmesi (3) depresyon (3) doğurganlık (3) erken ölüm (3) gebelik (3) iklim değişikliği (3) iş gerilimi (3) kollesterol (3) korunma (3) kızamık (3) meme kanseri (3) sağlık (3) tedavi (3) verem (3) vitamin (3) yaşam süresi (3) ABD (2) HPV (2) KOAH (2) MERS (2) Suriye (2) akciğer hastalıkları (2) arsenik (2) ağrı kesici (2) cinsel ilişki (2) cinsellik (2) endokrin bozucular (2) eşitsizlik (2) finansal kriz (2) genç (2) gonore (2) hastalık (2) ilaç direnci (2) inme (2) kent (2) kent sağlığı (2) kondom (2) koruyucu sağlık (2) kronik hastalıklar (2) madde bağımlılığı (2) migren (2) nükleer santral (2) okul (2) prostat kanseri (2) romatizma (2) sıtma (2) tarama (2) zoonoz (2) çocuk felci (2) üreme sağlığı (2) şeker hastalığı (2) GDO (1) H7N7 (1) H7N9 (1) SARS (1) akrilamid (1) alkol (1) ambalajlı su (1) aşı karşıtlığı (1) baharat (1) bel soğukluğu (1) benzen (1) beyaz et (1) biber gazı (1) boğmaca salgını (1) cezaevi (1) damar sertliği (1) difteri (1) doğum defekti (1) doğum riski (1) düşük doğum ağırlığı (1) egzema (1) endometriosiz (1) endometrium (1) enfeksiyon (1) erken doğum (1) erken püberte (1) eroin (1) evde doğum (1) gastroşisiz (1) gelir düzeyi (1) genetik hastalıklar (1) hafıza (1) halı (1) hastane (1) hipotiroidizm (1) ilaç (1) ishal (1) istismar (1) iç ortam kirliliği (1) kabakulak (1) kadın sağlığı (1) kadın ölümlülüğü (1) kahvaltı (1) kahve (1) kan kanseri (1) kellik (1) kentsel dönüşüm (1) klamidya (1) kortikosteroid (1) kuduz (1) kuru göz (1) kuru temizlemeci (1) lenfoma (1) maden (1) meme gelişimi (1) mezotelyoma (1) modern yaşam (1) nanoteknoloji (1) neoliberalizm (1) nörolojik hastalıklar (1) parkinson (1) perflorin (1) psikososyal stres (1) psoriasiz (1) ruhsal sorun (1) salmonella (1) sağlık çalışanları (1) sigara (1) silikosiz (1) tek sağlık (1) vaka tanımı (1) yaşlı (1) yaşlı sağlığı (1) özelleştirme (1)