Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde sağlık personeline tarama amaçlı PCR testi uygulamasının kaldırılması ne kadar doğru?
Ülkemizde Kovid-19 kontrol çalışmalarında karar vericiler tarafından alınan kararları anlamlandırmak neredeyse olanaklı olmaktan çıktı. Yaşlı hastalara tedavi ve bakım hizmeti veren, kronik hastalığı olan kişilerin kontrollerinin yapıldığı üçüncü basamak eğitim ve araştırma hastanesi kompleksi durumundaki İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde sağlık personeline tarama amaçlı PCR testi uygulamasının kaldırıldığı bilgisi basına yansıdı. Bu durum şikayeti olmayan ancak Kovid-19 geçiriyor olma ihtimali bulunan sağlık personelinin ağır hastalık geçirme açısından risk grubunda bulunan kişilere hizmet vermeye devam etmesi anlamına geliyor.
Yöneticiler literatürü takip etmiyor, alınan kararların bilimsel dayanağı yok
Yapılan çeşitli araştırmalar Kovid-19 enfeksiyonunun % 25-50 oranında bulgusuz seyrettiğini gösteriyor. Olguların %25'i enfeksiyonu geçirdiği süre boyunca hiç belirti vermezken, bütün olguların yaklaşık %50'si ise bulaştırıcılığın başladığı evrede henüz belirtisi bulunmayan kişilerden oluşuyor. Bu veri sağlık personeline tarama yapılmaması nedeniyle hastanelerin kolaylıkla enfeksiyon yayılım merkezi haline gelebileceği, hatta gelebildiği anlamına geliyor. Alınan bu karar Kovid-19 enfeksiyonunun kontrol altına alınması çalışmalarının askıya alınmasının ilan edilmesi şeklinde yorumlanabilir. Bu durum artan Kovid-19 vakaları nedeniyle sağlık personeli içinde giderek artan sayıda Kovid-19 olgusunun ortaya çıkması ve bu durumun hastane hizmetlerinin sürdürülmesinin olanaklı olmaktan çıkarmasının sonucu oldu.