Lancet dergisi tarafından oluşturulan Kirlilik ve Sağlık Komisyonu'nun raporuna göre çevresel kirliliğin azaltılmasına yönelik çalışmalar kronik hastalıklarla mücadele programlarının ana bileşenini oluşturuyor.
Komisyonun raporuna göre dünyanın genelinde çevresel kirlilik artıyor. Endüstri, madencilik, elektrik üretimi, endüstriyel tarım ve fosil yakıtlarla çalışan araçların artışına bağlı olarak hava kirliliği, toprak kirliliği ile kimyasal kirlilik özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde artış gösteriyor. Rapor'da 1950'den sonra kullanıma giren 140.000'den fazla kimyasal ve pestisid ürünün sağlık üzerindeki etkileri ile kanıtların yetersiz olduğuna ve kimyasal ürünlerin küresel hastalık yüküne gerçek etkisinin sanıldığından daha fazla olduğuna dikkat çekiliyor.
Çevresel kirlilik erken ölümlerin yüzde 16'sından sorumlu
Kirlilik ve Sağlık Komisyonu'nun raporuna göre 2015 yılında kirliliğe bağlı erken ölümler, tüm erken ölümlerin yüzde 16'sından sorumluydu. Kirliliğin çocuklarda astım, gelişimsel hastalıklar, kanser ve doğum defektlerinin; yetişkinlerde ise kalp hastalıkları, inme, KOAH ve kanserin önemli nedensel etkeni olduğunun bilimsel çalışmalarca ortaya konduğu belirtiliyor. Çevresel kirliliğe bağlı ölümler tüberküloz, AIDS ve sıtmaya bağlı ölümlerin toplamından üç kat daha fazla erken ölüme neden oluyor.
Kirlilik nedeniyle gelir kaybı oluşuyor
Komisyonun raporuna göre çevresel kirlilik ciddi ekonomik kayıplara neden oluyor. Kirliliğe bağlı ekonomik refah kaybının dünya genelinde toplam gelirin yüzde 6,2'sı kadar olduğu hesaplanıyor. Düşük ve orta gelirli ülkelerde çevresel kirliliğe bağlı üretkenlik kaybı sonucu Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'da yüzde 2'ye varan oranda azalma gerçekleşiyor. Kirliliğe bağlı erken ölümlerin yüzde 92'si düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşiyor. Orta gelir grubunda olan ve kirliliğinin yoğunlaştığı ülkelerde çevresel kirliliğin yol açtığı hastalıklar için yapılan harcamalar toplam sağlık harcamalarının yüzde 7'sine ulaşıyor.
Proje raporunun sonuçlarını kamuoyu ile paylaştığı için hakkında dava açılan Dr. Bülent Şık
Rapor'da çevre kirliliğinin önlenmesi ile sağlığın korunması uygulamalarından sorumlu kuruluşların farklılığından kaynaklı parçalı yapının çevre kirliliğinin görmezden gelinmesine yol açan etkenlerden biri olduğuna dikkat çekiliyor.
Çevre kirliliğinin önlenmesi ulusal öncelikli
Dünya'nın pek çok ülkesinde çevre kirliliğinin önlenmesi çalışmaları çevre bakanlıklarının, çevrenin sağlık üzerindeki etkilerinin izlenmesi ise sağlık bakanlıklarının görev alanına girdiği için çevre kirliliğinin sağlık etkisi tam olarak göz önünde bulundurulmuyor. Rapor'da çevre kirliliğinin önlenmesinin ulusal ve uluslararası önceliklerden birisi haline getirilmesi, çevresel kirliliğin azaltılmasına yönelik çalışmaların kronik hastalıklarla mücadele programlarına dahil edilmesi öneriliyor. Ayrıca kirliliğin azaltılmasına yönelik politikalar açısından kirliliğe ilişkin bilimsel çalışmaların yürütülmesine gereksinim bulunduğuna dikkat çekiliyor.
Kirliliğe ilişkin bilimsel çalışmalar yürütülmeli
Çevresel kirlilikle ilgili sorunların son yıllarda sıkça gündeme geldiği Türkiye'de bu konuda kamuoyu ile yeterli veri paylaşılmadığı gözlemleniyor. Çevre kirliliği ile ilgili yürütülen araştırmaların sonuçlarının ise kamuoyuna açıklanması gerekmeyen bilgiler olarak değerlendirildiği görülüyor.
Kanserojen kimyasallarla ilgili yazısı nedeniyle bilimsel araştırmanın gizli verilerini açıkladığı iddiasıyla Bülent Şık'a verilen hapis cezası 2021 yılında İstinaf Mahkemesi tarafından bozularak beraat kararı verilmiş, bu karara Sağlık Bakanlığı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Savcılığı tarafından itiraz edilmesi üzerine dosya Yargıtay'a gitmişti
Antalya, Ergene ve Dilovası’nda 2011-2016 yılları arasında yürütülen araştırma projesinin sonuçlarını Cumhuriyet Gazetesinde yazı dizisi ile açıklayan Bülent Şık hakkında açıklanması yasaklanan gizli bilgileri açıklama, temin etme, göreve ilişkin sırrın açıklanması suçlamasıyla dava açılmıştı. Kanserojen kimyasallarla ilgili söz konusu yazı nedeniyle Bülent Şık'a önce ceza verilmiş, verilen ceza 2021 yılında İstinaf Mahkemesi tarafından bozularak beraat kararına çevrilmişti. Beraat kararına İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Savcılığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından itiraz edilmesi üzerine dosya Yargıtay'a gitmişti.
Kaynak:
The Lancet Commission on pollution and health