Yenidoğan çetesi nedeniyle çok sayıda bebeğin gerektiği gibi tıbbi bakım ve tedaviye erişememiş olması ve bebeklerin bazılarının ölmesi haklı olarak infial yarattı. Ancak sağlık sisteminin içinde bulunduğu durum dikkate alındığında bebeklerin ölmesinden sadece yenidoğan çetesinin sorumlu tutulması doğru olmaz.
Ülkemizde bebek ölümleri 2009 yılından beri her bebek ölümü illerde oluşturulmuş olan bebek ölümlerini izleme kurulları tarafından inceleniyor. Bu kurullarda çeşitli alanlardan uzman hekimlerinin yanı sıra illerdeki sağlık hizmetlerinin yönetim mekanizmalarında görev alan yetkililer yer alıyor. Bebek ölümlerini izleme kurullarının görevini gerçekleşen her bebek ölümünün önlenebilir bir nedenle gerçekleşip, gerçekleşmediğini araştırmak ve eğer ölüm önlenebilir bir nedenle gerçekleşmişse bu tür ölümlerin tekrarlanmaması için alınması gereken önlemleri belirlemek oluşturuyor.
Bebek ölümleri izleme kurulları usulsüzlükleri neden fark etmedi?
Bebek ölümlerini izleme sistemi çalışmaları kapsamında bebeğin ölüm nedeni, ölüme yol açacak risk faktörlerinin neler olduğunun irdelenmesi gerekiyor. Bu kapsamda sorgulanan konular arasında bebeğin ölüm sürecinde bir hastaneden başka bir hastaneye sevki gerçekleşti mi, eğer gerçekleştiyse sevk nedeni nedir, sevk nasıl gerçekleşti gibi sorular da bulunuyor. Her ilde bebek ölüm kurullarının bulunması ve her bebek ölümünün, ölüm nedeni açısından inceleniyor olması yenidoğan ölümlerinden hastanelerde yuvalanmış çetelerin yaptığı usulsüzlüklerin sorumlu tutulması yaklaşımının doğru olmayacağını düşündürüyor.
Yenidoğan bebeklerin yoğun bakımdaki izlem ve tedavileri sırasında usulsüzlük yapıldıysa bu usulsüzlüklerin sağlık hizmetlerinin yönetiminden sorumlu birimlerinin gözü önünde gerçekleşmiş olduğu ortadadır. Çete üyelerine verilecek hapis cezaları sonrasında gönüllerin rahatlamasını beklememek gerekir. Görünen o ki, çete üyeleri hapiste olsa da, ülkemizde bebek ölümlerinin nedenlerinin saptanması ve önlemesine yönelik çalışmalar gereği gibi yürütülmüyor.