Depremden etkilenen kişilere sunulan sağlık hizmetlerinin planlanmasında uzmanlık alanlarına dayalı geleneksel sağlık hizmetleri anlayışının dışına çıkılması önem taşıyor.
Psikososyal etkenlerin öncelikli olması
Depremden etkilenen bölgelerde kişilerin sağlık sorunlarının temelinde beslenme, barınma, kendini güvende hissetme gibi psikososyal etkenlerin önem taşıdığı biliniyor. Bu yönüyle depremden etkilenenlerin öncelikli gereksinimlerini psikososyal sorunlar oluşturuyor. Bireylerin temel gereksinimlerini karşılamaya yönelik desteklerin sürekliliği sağlanmadan ortaya çıkan sağlık sorunlarına çözüm bulunması söz konusu olamamaktadır. Bu nedenle depremden etkilenen bireylerin ortaya çıkan ya da ağırlaşan sağlık sorunlarının arka planında karşılanamayan psikossoyal gereksinimlerinin rol oynayabileceğini göz ardı etmemek gerekir.
Temel sağlık hizmetleri anlayışına uygun hizmet modeli
Depremden etkilenenlere sunulan sağlık hizmetlerinin bir diğer özelliğini temel sağlık hizmetleri yaklaşımına uygunluk oluşturuyor. Deprem bölgelerinde hastane sağlık alt yapısının büyük ölçüde zarar görmüş olması nedeniyle öncesindekine benzer şekilde uzmanlık alanlarına dayalı geleneksel sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi olanaklı değildir. Depremden etkilenenlere sunulacak sağlık hizmetlerinde temel sağlık hizmetleri aracılığıyla sunulan birinci basamak sağlık hizmetlerinde merkezi rol oynaması gerekir. Bağışıklama, aile planlaması, ana çocuk sağlığı izlemleri, kronik hastalık izlemleri gibi temel sağlık hizmetleri uygulamalarının depremden etkilenen nüfusun tamamına ulaştırılabilmesi önem taşıyor. Buralarda edinilecek deneyimlerin sağlık sektörü içinde güçlendirilmiş birinici basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi açısından da faydalı olacağı söylenebilir.
Çevre sağlığı belirleyicilerine duyarlı olma
Çevre sağlığı belirleyicilerine duyarlı olunması depremden etkilenenlere sunulan sağlık hizmetlerinin önemli bir diğer özelliğidir. Yıkılan binalardan çevreye yayılan asbest ve diğer bazı kimyasal kirleticilerin sağlık etkilerini değerlendirmeye alınması önem taşıyor. Bunun dışında geçici yerleşim yerlerinin sanitasyon koşullarının sağlanması da sağlık hizmetlerinin önemli bir bileşeni olarak görülmelidir. Temiz su sağlanması, atıkların uzaklaştırılması, vektör kontrolü gibi hizmetlerin varlığı ve bu hizmetlerin denetimi depremden etkilenen bölgelerde sunulan sağlık hizmetlerinin önemli unsurları arasında yer alıyor. Çevre sağlığı belirleyicilerine duyarlı sağlık hizmetleri organize edilemediği durumlarda geçici barınma yerlerinde salgın hastalıkların ortaya çıkma riski artabilecektir.
Koordineli ekip hizmeti
Koordineli ekip hizmeti depremden etkilenenlere sunulan sağlık hizmetlerinin olmazsa olmazıdır. Depremden etkilenen nüfusun sosyo-demografik özelliklerinin saptanması, bilgilerin kayıt altına alınması, risk grubunda yer alanların izlemlerinin yapılması koordineli şekilde yürütülebilmelidir. Sunulan psikososyal hizmet örüntüsü içinde psikolog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimci, ebe, hemşire, doktor gibi çeşitli mesleklerden personelin hizmetlerinin koordineli olarak sunulması ve ekip üylerinin birbirinin yaptıkları hakkında bilgi sahibi olması, heizmetlerin etkin ve verimli şekilde sunulması açısından önemlidir. Depremden etkilenen kişilerle ilgili toplanan sağlık verilerinin analiz edilerek sağlık hizmet sunucuları ve kamuoyu ile düzenli olarak paylaşılması da önem taşımaktadır. Verilerin düzenli olarak paylaşılması sağlık hizmetlerinin etkinliğinin artması ve toplumun sağlık hizmetlerine katılımını açısısından önem taşımaktadır.
Depremzedelerin geçici barınma yerlerinde kendi yaşamları açısından herhangi bir sorumluluk üstlenememeleri ilerleyen dönemlerde ciddi psikososyal sorunlara neden olabilir
Depremden etkilenenlerin yaşamları konusunda sorumluluk üstlenebilmesi
Depremden etkilenen bireylerin yaşadıkları yerlerden uzakta otel, yurt gibi yerlerde ne kadar süreceği belirsiz bir süreler için barındırılması ve burada kendi yaşamları açısından herhangi bir sorumluluk üstlenememeleri ilerleyen dönemlerde ciddi psikososyal sorunlara neden olabilecektir. Bu nedenle geçici barınma gereksinimlerinin kişilerin depremden önce yaşadıkları yerleşim yerlerinin yakınlarındaki çadırkent, konteynırkent gibi alanlar aracılığı ile sağlanması tercih edilmelidir. Kişiler geçici barınma yerlerinde yaşamlarını sürdürürken sonraki yaşamlarının planlanması açısından da sorumluluk üstlenebilmelidir.
Halk sağlığı uzmanı