Ülkemizde asbest kullanımı 2010 yılında tamamen yasaklandı. Ancak asbest 2010 yılından önce binalarda yalıtım malzemesi olarak yaygın şekilde kullanılmıştı.
2012 yılında başlayan kentsel dönüşüm uygulamaları ile asbestli malzemeden yapılmış binalar yıkılmaya başlandı. Binaların yıkımı sırasında asbest ve diğer tehlikeli atıkların tespiti ve sökümünün nasıl yapılacağının belirlendiği Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik ise 1 Temmuz 2022'de yürürlüğe girdi. Aradan geçen 10 yılda kentsel dönüşüm kapsamında yapımı sırasında asbestli malzemenin kullanılmış olduğu eski binalar gelişi güzel şekilde yıkılmış oldu.Ancak sorun bununla kalmıyor. Yeni çıkan yönetmeliğe göre eski binaların "yıkımına başlanılmadan önce asbestli imalatın var olup olmadığı, varsa asbest içeren imalatlar için asbestin türünü, miktarını ve yerini belirlemeye yönelik envanter çalışması yapılması zorunludur. Envanter çalışması sırasında katı numune alma ve analiz işlemleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından katı numunede asbest tür tayini parametresinden yetkilendirilmiş bir laboratuvar tarafından yapılır."
Eski binalarda asbestli imalatın olup olmadığına kim bakacak?
- Binayı yıkan şahıs ya da şirket.
- Binayı yıkan şahıs ya da şirket.
Binadan asbestli imalat olup, olmadığının anlaşılması için laboratuvarda yapılacak analizin parasını kim ödeyecek?
- Binayı yıkan şahıs ya da şirket.
- Binayı yıkan şahıs ya da şirket.
- Binayı yıkan şahıs ya da şirket.
Peki bu kadar masrafa gerek var mı? Kentsel dönüşümün başladığı 2012 yılından 2022 yılına kadar yapıldığı gibi binaların asbestli ürün içerip, içermediklerini dikkate almaksızın, karga tulumba yıksak, yıkıntıları da harfiyat alanlarına götürüp, döksek olmaz mı? Ne de olsa, sen sağ, ben selamet!
Deniz Akgün