11 Kasım 2021 Perşembe

Patara'dan taşınan kumullar çevre sağlığı riskine yol açıyor


Patara'dan taşınan kumulların çevre üzerine olumsuz etkileri ortaya çıkabilir. 


Patara'dan taşınan kumulların çevre üzerine etkisi oluşturulan komisyon tarafından 10 Kasım 2021 tarihinde yerinde incelendi. Yapılan inceleme sonrasında yapılan değerlendirmede Patara'dan taşınan kumulların bazı çevre risklerine yol açtığı belirtiliyor.





Ekolojik yapı, kültürel miras ve turizm olumsuz etkilenebilir

Her ne kadar kum madenciliği kömür ve altın madenciliği gibi çevre kirliliğine yol açma riski yüksek bir madencilik türü olmasa da denetimsiz ve kaçak olarak gerçekleştirilen kum çıkarma işleminin diğer madencilik faaliyetleri gibi hatta daha yüksek çevresel kirlenme riskine yol açabileceği bilinmektedir. Kumul tepelerindeki kumun başka bölgelere taşınması bölgenin doğal ve arkeolojik SİT alanı olma özelliklerine yönelik tahrip edici bir müdahale olduğu açıktır. Patara sahili Türkiye'nin ikinci en uzun sahil şeridi olup, kumul tepeleri bölgenin karakteristik coğrafik özellikleri arasında yer almaktadır. Arkeloljik SİT alanı olarak Patara ören yeri de kumul tepeleri ve Patara sahil şeridini ile bütünlük oluşturan tarihi kültürel miras özelliği taşımaktadır. Patara plajı genişliği ve uzunluğu nedeniyle geçmişte Yeşilçam filmleri tarafından çöl sahnelerinde fon olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bu alandaki kumulların başka alanlara taşınması bölgenin kültürel ve arkeolojik değerini olumsuz etkileyebilecektir. Bu tarz müdahaleler bölgenin fauna ile florasını olumsuz etkileyebileceği ve yer altı sularının kirlenmesine yol açabileceği değerlendirilmektedir.

Yer altı sularının kirlenme riski

Yapılan incelemede binlerce yıllık süre zarfında oluşmuş olan kumul tepelerindeki kumulun çeşitli seferlerle bölgeden taşınması sonrasında bazı bölgelerde kumul çukurlarının oluştuğu görülmüştür. Bu kumul çukurlarına rüzgar ve yağmur suyu ile çeşitli atık maddelerin birikmesi söz konusu olabilir. Ayrıca sera atıkları ve vidanjörle taşınan kanalizasyon atıklarının da zaman zaman bölgeye kaçak olarak boşaltıldığı bilgisi alınmıştır. Gerek bölgeye bırakılan sera atıkları ve kanalizasyon atıklarının gerekse de rüzgar ve yağmur suyu ile taşınabilecek başta sera atıkları olmak üzere çeşitli çevresel atıkların, oluşan kumul çukurlarında birikerek çevre sağlığı riskine yol açabileceği değerlendirilmiştir. Kumul tepelerinin yükseltilerinde bazı yerlerde 3-4 metreye varan kayıpların oluştuğu ve bölgede 2-3 metre derinden yer altı suyuna ulaşılabildiği dikkate alındığında kumul tepelerinin kumul çukuruna dönüşmüş olmasının kumun süzme kapasitesinin azalması yoluyla bölgede yer altı sularının kirlenmesi riskine yol açtığı sonucuna ulaşılmıştır.

Hazırlanacak teknik rapor mahkemeye sunulacak


Tarım Orman İş Sendikası ve Türkiye Ormancılar Derneği ve TMMOB Orman Mühendisleri odası İzmir şubesi başta olmak üzere, TMMOB’ye bağlı Ziraat, Çevre, Kimya, Jeoloji mühendisleri odalarından birer temsilci, Antalya Barosundan 2 avukat ile Antalya Tabip Odası’ndan 1 hekim ile oluşturulan 25 kişilik teknik ve akademik ekiple hazırlanacak Teknik Raporun, yargı sürecine dahil edilmesi planlanıyor. 

Anahtar sözcükler

koronavirüs (34) çevre kirliliği (30) Kovid-19 (29) hava kirliliği (22) kanser (22) pandemi (21) iş sağlığı (16) beslenme (12) bulaşıcı hastalıklar (11) salgın (11) kalp hastalıkları (10) pestisid (10) çevrecilik (10) egzersiz (9) içme suyu (9) işe bağlı sağlık sorunu (8) bağımlılık (7) iş kazası (7) kalp krizi (7) koronavirus (7) obezite (7) çocuk sağlığı (7) aile planlaması (6) aşı (6) birinci basamak sağlık (6) diyabet (6) işçi sağlığı (6) yoksulluk (6) cinsel yolla bulaşan hastalık (5) gıda güvenliği (5) işsizlik (5) kısırlık (5) stres (5) ölüm (5) akciğer kanseri (4) astım (4) ekonomik durgunluk (4) grip (4) iş güvenliği (4) otizm (4) rahim kanseri (4) sağlık finansmanı (4) zihinsel işlev (4) Bisfenol A (3) Kuş gribi (3) allerji (3) antibiyotik (3) antidepresan (3) asbest (3) besin zehirlenmesi (3) depresyon (3) doğurganlık (3) erken ölüm (3) gebelik (3) iklim değişikliği (3) iş gerilimi (3) kollesterol (3) korunma (3) kızamık (3) meme kanseri (3) sağlık (3) tedavi (3) verem (3) vitamin (3) yaşam süresi (3) ABD (2) HPV (2) KOAH (2) MERS (2) Suriye (2) akciğer hastalıkları (2) arsenik (2) ağrı kesici (2) cinsel ilişki (2) cinsellik (2) endokrin bozucular (2) eşitsizlik (2) finansal kriz (2) genç (2) gonore (2) hastalık (2) ilaç direnci (2) inme (2) kent (2) kent sağlığı (2) kondom (2) koruyucu sağlık (2) kronik hastalıklar (2) madde bağımlılığı (2) migren (2) nükleer santral (2) okul (2) prostat kanseri (2) romatizma (2) sıtma (2) tarama (2) zoonoz (2) çocuk felci (2) üreme sağlığı (2) şeker hastalığı (2) GDO (1) H7N7 (1) H7N9 (1) SARS (1) akrilamid (1) alkol (1) ambalajlı su (1) aşı karşıtlığı (1) baharat (1) bel soğukluğu (1) benzen (1) beyaz et (1) biber gazı (1) boğmaca salgını (1) cezaevi (1) damar sertliği (1) difteri (1) doğum defekti (1) doğum riski (1) düşük doğum ağırlığı (1) egzema (1) endometriosiz (1) endometrium (1) enfeksiyon (1) erken doğum (1) erken püberte (1) eroin (1) evde doğum (1) gastroşisiz (1) gelir düzeyi (1) genetik hastalıklar (1) hafıza (1) halı (1) hastane (1) hipotiroidizm (1) ilaç (1) ishal (1) istismar (1) iç ortam kirliliği (1) kabakulak (1) kadın sağlığı (1) kadın ölümlülüğü (1) kahvaltı (1) kahve (1) kan kanseri (1) kellik (1) kentsel dönüşüm (1) klamidya (1) kortikosteroid (1) kuduz (1) kuru göz (1) kuru temizlemeci (1) lenfoma (1) maden (1) meme gelişimi (1) mezotelyoma (1) modern yaşam (1) nanoteknoloji (1) neoliberalizm (1) nörolojik hastalıklar (1) parkinson (1) perflorin (1) psikososyal stres (1) psoriasiz (1) ruhsal sorun (1) salmonella (1) sağlık çalışanları (1) sigara (1) silikosiz (1) tek sağlık (1) vaka tanımı (1) yaşlı (1) yaşlı sağlığı (1) özelleştirme (1)