24 Ocak 2021 Pazar

Pandemi sürecinde kurumların demokratik dönüşümü

Pandemi ile mücadelede süreci demokratik yaklaşıma sahip olunması gereken bir süreçtir. 

''Pandemi öncesi dönemden kalan demokratik yaklaşımdan nasiplenmemiş kişilerin ve demokratik yönetim kültürünü benimsememiş kurumsal yapıların  yeni döneme uygun olmadıklarının kabul edilmesi gereklidir.''


Eleştiriye ve farklı fikirlere açık olunması 

Pandemi ile mücadeleye toplum katılımının sağlanabilmesinin yolu sürecin demoktarik yaklaşımla yönetilmesinden geçer. Pandemi sürecinde başvurulabilecek klasik bilgilerin çoğu kez yetersiz olduğu görülmektedir. Çünkü yeni ve baş etmekte zorlanılan bir salgın söz konusudur. Klasik bilgilerin yetersizliği sorununu aşacak alternatif görüş ve bilgilere gereksinim bulunmaktadır. Farklı fikirlerin serbestçe ifade edilebilmesi ve yönetim süreçlerine iletilebilmesi bu nedenle önemlidir.   



Çalışanların katılımının sağlaması 

Pandemi sürecinde değişime uğrayan çalışma biçimleri, özellikle iş yükü artan sağlık kurumları başta olmak üzere iş yerlerinde yıldırmanın (mobing) yaygınlaşmasına yol açmış bulunmaktadır. Sağlık kurumları dışındaki işletmelerde de esnek çalışma, evden çalışma, daha az personelle çalışma gibi çalışma rejimindeki değişiklikler ve üretim kapasitesindeki azalma nedeniyle işinin kaybetme korkusu  yıldırmanın iş yerlerinde yaygınlaşmasına yol açan etkenler olarak ortaya çıkmaktadır. Oysa tek taraflı hiyearşik bir süreç olan yıldırma başta sağlık kurumları olmak üzere iş yerlerinde pandemi ile mücadele sürecine uygun olmayan yönetim tekniğidir. Anti-demokratik yönetim geleneklerinin bir yana bırakılarak, iş yerlerinde demoktarik yaklaşımın ön plana geçmesi pandemi sürecinde çalışanların ve sonrasında da toplumun sürece katılımı açısından gereklidir.  Çalışanların karar alma aşamasında yer almadığı durumlarda kararların uygulanmasında zorluklarla karşılaşılabilinmektedir. Kararların demokratik mekanizmalarla alınması, doğru kararların zamanında alınmasının yanı sıra alınan kararlara uyum ve yürütülen çalışmalara katılım açısından da gereklidir.

Demokratik kültüre sahip yöneticilere yetki verilmesi 

Pandemi ile mücadele sürecinde aktif rol üstlenen kişilerin çalışanların ve toplum her kesimi ile diyalog kurabilen, farklı fikirlere dinlemeye hazır, farklı kesimlerin katkılarını uygun şekilde değerlendirebilecek şekilde demokratik yaklaşım kültürüne sahip olması önemlidir. Her dediğinin doğru kabul edilmesini bekleyen, görüşleri tartışmaya açılamayan, eleştirilemeyen, farklı fikirlere tahammül gösteremeyen yöneticilerin pandemi sürecine uygun olmadığı ortadadır. Bu kişilerin pandemi yönetimi ile ilgili süreçlerde arka planda kalması uygun olur. 

Daha da önemlisi pandemi öncesi dönemde demokratik yaklaşımdan nasiplenmemiş kişilerin ve demokratik yönetim kültürünü benimsememiş kurumsal yapıların yeni döneme uygun olmadıklarının kabul edilmesi gerekir. Pandemi yönetiminde rol sahibi kurumların yönetim yapısının değerlendirilerek,  kurumsal yapının demokratikleştirilmesine yönelik adımların atılabilmesi pandemi sürecinin olası kazanımlarından biri olarak görülebilir. 


Dr. Deniz Akgün

Halk Sağlığı Uzmanı

Anahtar sözcükler

koronavirüs (34) çevre kirliliği (30) Kovid-19 (29) hava kirliliği (22) kanser (22) pandemi (21) iş sağlığı (16) beslenme (12) bulaşıcı hastalıklar (11) salgın (11) kalp hastalıkları (10) pestisid (10) çevrecilik (10) egzersiz (9) içme suyu (9) işe bağlı sağlık sorunu (8) bağımlılık (7) iş kazası (7) kalp krizi (7) koronavirus (7) obezite (7) çocuk sağlığı (7) aile planlaması (6) aşı (6) birinci basamak sağlık (6) diyabet (6) işçi sağlığı (6) yoksulluk (6) cinsel yolla bulaşan hastalık (5) gıda güvenliği (5) işsizlik (5) kısırlık (5) stres (5) ölüm (5) akciğer kanseri (4) astım (4) ekonomik durgunluk (4) grip (4) iş güvenliği (4) otizm (4) rahim kanseri (4) sağlık finansmanı (4) zihinsel işlev (4) Bisfenol A (3) Kuş gribi (3) allerji (3) antibiyotik (3) antidepresan (3) asbest (3) besin zehirlenmesi (3) depresyon (3) doğurganlık (3) erken ölüm (3) gebelik (3) iklim değişikliği (3) iş gerilimi (3) kollesterol (3) korunma (3) kızamık (3) meme kanseri (3) sağlık (3) tedavi (3) verem (3) vitamin (3) yaşam süresi (3) ABD (2) HPV (2) KOAH (2) MERS (2) Suriye (2) akciğer hastalıkları (2) arsenik (2) ağrı kesici (2) cinsel ilişki (2) cinsellik (2) endokrin bozucular (2) eşitsizlik (2) finansal kriz (2) genç (2) gonore (2) hastalık (2) ilaç direnci (2) inme (2) kent (2) kent sağlığı (2) kondom (2) koruyucu sağlık (2) kronik hastalıklar (2) madde bağımlılığı (2) migren (2) nükleer santral (2) okul (2) prostat kanseri (2) romatizma (2) sıtma (2) tarama (2) zoonoz (2) çocuk felci (2) üreme sağlığı (2) şeker hastalığı (2) GDO (1) H7N7 (1) H7N9 (1) SARS (1) akrilamid (1) alkol (1) ambalajlı su (1) aşı karşıtlığı (1) baharat (1) bel soğukluğu (1) benzen (1) beyaz et (1) biber gazı (1) boğmaca salgını (1) cezaevi (1) damar sertliği (1) difteri (1) doğum defekti (1) doğum riski (1) düşük doğum ağırlığı (1) egzema (1) endometriosiz (1) endometrium (1) enfeksiyon (1) erken doğum (1) erken püberte (1) eroin (1) evde doğum (1) gastroşisiz (1) gelir düzeyi (1) genetik hastalıklar (1) hafıza (1) halı (1) hastane (1) hipotiroidizm (1) ilaç (1) ishal (1) istismar (1) iç ortam kirliliği (1) kabakulak (1) kadın sağlığı (1) kadın ölümlülüğü (1) kahvaltı (1) kahve (1) kan kanseri (1) kellik (1) kentsel dönüşüm (1) klamidya (1) kortikosteroid (1) kuduz (1) kuru göz (1) kuru temizlemeci (1) lenfoma (1) maden (1) meme gelişimi (1) mezotelyoma (1) modern yaşam (1) nanoteknoloji (1) neoliberalizm (1) nörolojik hastalıklar (1) parkinson (1) perflorin (1) psikososyal stres (1) psoriasiz (1) ruhsal sorun (1) salmonella (1) sağlık çalışanları (1) sigara (1) silikosiz (1) tek sağlık (1) vaka tanımı (1) yaşlı (1) yaşlı sağlığı (1) özelleştirme (1)