18 Mart 2025 Salı

Aşı kararsızlığın nedeni olarak sağlık hizmetlerindeki raporlama eksikliği

Türkiye’de 2020 ile 2022 yılları arasında toplumun geneli üzerinde olumsuz etkileri gözlenen Kovid19 pandemisinin kamuoyu ile paylaşılan herhangi bir salgın raporu hazırlanmadı. Bu raporlama eksikliği pandemi dönemi çalışmalarının değerlendirilmesini zorlaştırırken, sonraki dönemde yürütülen koruyucu sağlık uygulamalarını da olumsuz etkiliyor. 

Koranavirüs pandemisi sırasında en çok üzerinde durulan önlemlerden birini Kovid aşısı uygulaması oluşturmuştu. Kovid aşılarının hastalığa yakalanma ve ağır hastalık geçirme sıklığını önemli ölçüde azalttığı yürütülen bilimsel çalışmalarla oraya konmuş bulunuyor. Ancak koranavirüsün yeni varyantlarının ortaya çıkması ile aşıların koruyuculuklarının azalmış olabileceği belirtiliyor. Koronavirüsün varyantlarına karşı koruyuculuğun azalmış olmasının özellike inaktif yapıdaki aşılar için söz konusu olabileceği belirtilmişti. İnaktif Kovid aşıları Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde kullanılmadı. Dolayısıyla bu ülkelerde Kovid aşılaması ile ilgili yürütülen  bilimsel çalışmaların bulgularının dünyanın diğer ülkeleri için yeterli bilgilendirme sağladığı söylenemiyor. Bu durum Türkiye’de Kovid döneminde uygulanan aşıların etkileri ve istenmeyen etkilerini ortaya koymaya yönelik bilimsel çalışmaların önemli olduğunu ortaya koyuyor. 

Aşı kararsızlığının giderilmesinde bilimsel bilgi

Toplumda aşı kararsızlığının gerekçelerini aşıların faydalı olmadığını düşünme ve sağlık açısından zararlı olabileceği düşüncesinin oluşturduğu bilinmektedir. Aşı kararsızlığı ve aşı karşıtlığı ile mücadele edilebilmesi için bilimsel bilgiye dayanılması gerekmektedir. Aşılarla ilgili toplumdaki bilgi eksikliğinin ve aşı kararsızlığının giderilebilmesi açısından Türkiye’de kullanılan inaktif Kovid aşılarıyla ilgili verilerin toplumun bilgisine sunulması önem taşımaktaydı. Toplumda giderek artış gösteren aşı kararsızlığının giderilebilmesi için aşı kararsızlığı açısından önemli bir faktör olan Kovid aşıları ile ilgili bu tür bir raporlamanın gerçekleştirilmesi gerekirdi. İnaktif aşıların m-RNA aşılarıyla birlikte uygulanmış olan ve bazı yönleriyle Türkiye’ye özgü olan Kovid aşılama protokolünün toplumu Kovid hastalığından ne ölçüde koruyucu etki gösterdiği ve istenmeyen etkilere yol açıp, açmadığı konusu açıklığa kavuşturulmayı bekliyor. Bunun yapılmadığı koşullarda toplumda özel olarak Kovid aşılarıyla genel olarak da tüm aşılarla ilgili olumsuz yargıların önüne geçilmesi olanaklı görünmüyor. 

Pandemi raporlamasındaki eksiklik

Ülkemizdeki kamu sağlık otoritesi olan Sağlık Bakanlığı’nın merkez ve  taşra örgütlenmesi tarafından pandemi dönemine herhangi bir raporlama çalışması yapılmadığı biliniyor. Pandemi döneminde kullanılan Kovid aşılarının hastalanmayı ve ölümleri ne ölçüde önlediği ile istenmeyen olumsuz etkilerin ortaya çıkışında artışa yol açıp, açmadığı konularını içeren herhangi bir raporlamanın yapılmamış olması önemli bir eksiklik olarak görülmelidir. Pandemi raporlaması konusundaki bu tutum, koruyucu sağlık hizmetlerine olan olumsuz etkileri uzun dönemli olması beklenen büyük bir eksiklik ve hata olarak değerlendirilmelidir.

Anahtar sözcükler

koronavirüs (34) çevre kirliliği (30) Kovid-19 (29) hava kirliliği (22) kanser (22) pandemi (21) iş sağlığı (16) beslenme (12) bulaşıcı hastalıklar (11) salgın (11) kalp hastalıkları (10) pestisid (10) çevrecilik (10) egzersiz (9) içme suyu (9) işe bağlı sağlık sorunu (8) bağımlılık (7) iş kazası (7) kalp krizi (7) koronavirus (7) obezite (7) çocuk sağlığı (7) aile planlaması (6) aşı (6) birinci basamak sağlık (6) diyabet (6) işçi sağlığı (6) yoksulluk (6) cinsel yolla bulaşan hastalık (5) gıda güvenliği (5) işsizlik (5) kısırlık (5) stres (5) ölüm (5) akciğer kanseri (4) astım (4) ekonomik durgunluk (4) grip (4) iş güvenliği (4) otizm (4) rahim kanseri (4) sağlık finansmanı (4) zihinsel işlev (4) Bisfenol A (3) Kuş gribi (3) allerji (3) antibiyotik (3) antidepresan (3) asbest (3) besin zehirlenmesi (3) depresyon (3) doğurganlık (3) erken ölüm (3) gebelik (3) iklim değişikliği (3) iş gerilimi (3) kollesterol (3) korunma (3) kızamık (3) meme kanseri (3) sağlık (3) tedavi (3) verem (3) vitamin (3) yaşam süresi (3) ABD (2) HPV (2) KOAH (2) MERS (2) Suriye (2) akciğer hastalıkları (2) arsenik (2) ağrı kesici (2) cinsel ilişki (2) cinsellik (2) endokrin bozucular (2) eşitsizlik (2) finansal kriz (2) genç (2) gonore (2) hastalık (2) ilaç direnci (2) inme (2) kent (2) kent sağlığı (2) kondom (2) koruyucu sağlık (2) kronik hastalıklar (2) madde bağımlılığı (2) migren (2) nükleer santral (2) okul (2) prostat kanseri (2) romatizma (2) sıtma (2) tarama (2) zoonoz (2) çocuk felci (2) üreme sağlığı (2) şeker hastalığı (2) GDO (1) H7N7 (1) H7N9 (1) SARS (1) akrilamid (1) alkol (1) ambalajlı su (1) aşı karşıtlığı (1) baharat (1) bel soğukluğu (1) benzen (1) beyaz et (1) biber gazı (1) boğmaca salgını (1) cezaevi (1) damar sertliği (1) difteri (1) doğum defekti (1) doğum riski (1) düşük doğum ağırlığı (1) egzema (1) endometriosiz (1) endometrium (1) enfeksiyon (1) erken doğum (1) erken püberte (1) eroin (1) evde doğum (1) gastroşisiz (1) gelir düzeyi (1) genetik hastalıklar (1) hafıza (1) halı (1) hastane (1) hipotiroidizm (1) ilaç (1) ishal (1) istismar (1) iç ortam kirliliği (1) kabakulak (1) kadın sağlığı (1) kadın ölümlülüğü (1) kahvaltı (1) kahve (1) kan kanseri (1) kellik (1) kentsel dönüşüm (1) klamidya (1) kortikosteroid (1) kuduz (1) kuru göz (1) kuru temizlemeci (1) lenfoma (1) maden (1) meme gelişimi (1) mezotelyoma (1) modern yaşam (1) nanoteknoloji (1) neoliberalizm (1) nörolojik hastalıklar (1) parkinson (1) perflorin (1) psikososyal stres (1) psoriasiz (1) ruhsal sorun (1) salmonella (1) sağlık çalışanları (1) sigara (1) silikosiz (1) tek sağlık (1) vaka tanımı (1) yaşlı (1) yaşlı sağlığı (1) özelleştirme (1)