Trakya Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak'ın verdiği bilgilere göre ülkemizde kızamık salgını devam ediyor.
Bildirilen olgu sayısı 2012’de 349 iken 2013’te Ocak: 584; Şubat: 1085 ve Mart: 1088 olmak üzere toplam 2757 olguya ulaşmış bulunuyor. Eskiocak'a göre salgının sürmesi kızamığa karşı toplum bağışıklığının yetersizliğini, birincil koruma ve salgın kontrol önlemlerin alınmasında sorun olduğunu düşündürmekte. Hastaneye yatan ve ölen hasta olmayışı sevindirici olsa da bu durum geçmiş bilimsel verilerle uyumsuz. Bu durum hastalıkla ilgili bildirim yapılmamış olması olasılığını düşündürüyor.
SAĞLIK BAKANLIĞI'NA GÖRE SALGIN YOK
Sağlık Bakanlığı ise olaya başka bir pencereden bakıyor. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu basına yansıyan açıklamasında, kızamığın görülmesinin beklenen bir durum olduğunu, dünyada zaman zaman böyle durumların yaşandığını belirtiyor. Torunoğlu'nun konuyla ilgili yaptığı açıklama şu şekilde: "Bunun temel nedeni de halen bize yakın ilişkisi olması nedeniyle Avrupa bölgesinde vakaların çok yoğun şekilde görülüyor olmasıdır. Bunlar, çeşitli nedenlerle geliş gidişler sırasında Türkiye'ye bu sırada sirayet edebiliyor. Bilim Kurulu da yaptığı değerlendirmede, bunun bir salgın olmadığını, kontrollü bir vaka artışı olduğunu ortaya koydu" dedi. (2)
Ancak geçmişte başta eski Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ olmak üzere Sağlık Bakanlığı yetkilileri ülkemizde kızamık hastalığının artık görülmemesiyle övünmekteydiler. Bunu da uygulanan sağlık politikalarının başarılı olmasına bağlamaktaydılar.
AVRUPA'DA KIZAMIK SALGINI NEDEN ÇIKTI
TÜRKİYE'DE KIZAMIK SALGININ NEDENLERİ İRDELENMELİDİR
Kamusal sorumluluğu olan sağlık yöneticilerinin yapması gereken Türkiye'de kızamık salgının neden ortaya çıktığı konusunu irdelemektir. Salgının nedeni aşılama oranlarının düşünüldüğü gibi yüksek olmaması mı? Yoksa bağışıklama öncesinde uyulması gereken soğuk zincir (aşıların +2; +8 Cderecede saklanması) koşullarının bozulması mı? Bu sorulara bilimsel yaklaşımla yanıt aranmalıdır.
KIZAMIK SALGINI SAĞLIKTA ÖZELLEŞTİRMENİN SONUCU OLABİLİR Mİ?
Son yıllarda Dünya Bankası desteğiyle yürütülen yapılan aile hekimliği reformu ile birlikte aşılamayı yapan sağlık birimleri kendi buzdolabını kendi alan, elektrik faturasını kendisi ödeyen aile işletmelerine dönüştürüldü. Ayrıca sağlık kurumlarını daha verimli işletme gerekçesiyle birinci basamak sağlık kurumlarında (sağlık ocakları) çalışan ebe/hemşire sayısı da azaltıldı ve daha az sayıda hemşirenin daha büyük bir nüfusa hizmet vermesi beklenir hale geldi. Bu sorunlara nasıl çözüm aranacağı sağlık bürokrasisinin öncelikli görevlerinden biri olarak kabul edilmeli. Ancak hepsinden önce, "ülkemizde salgın yok, kontrollü vaka artışı var" gibi cambazlıklardan vazgeçilmesi gerekiyor.
Kaynaklar:
2. http://www.ntvmsnbc.com/id/25438888/?utm_source=habersaglik&utm_medium=twitter
3. http://www.thestandard.com.hk/breaking_news_detail.asp?id=35035&icid=4&d_str=