Washington Üniversitesi'nde sosyoloji doçenti olan Hedwing Lee, yürüttükleri araştırmanın sonucunda ABD'de çocuklarda obezitenin 1990'lı yılların ikinci yarısında genç yetişkinlerde ise 2000'li yıllada arttığını belirlediklerini açıkladı. Araştırmacılar tarafından bunun olası nedenlerinin ise bilgisayar ve televizyon başında çok zaman geçirme, abur cubur tarzı beslenme vb. olabileceği belirtilmiş.
Çalışmada 1959 - 2002 yılları arasında 12-26 yaş arası 100.000 kişinin sağlık kayıtlarındaki kilo ve boy ölçümleri incelenmiş. Sonuçta ergenlerde 1990'lı yılların ortalarında, genç erişkinlerde ise 2000'li yıllarla birlikte fazla kiloluluk ve şişmanlıkta belirgin bir artış olduğu bulgusuna ulaşılmış.
(Kaynak: http://www.nlm.nih.gov/medlineplus/news/fullstory_114545.html )
Ülkemizde de salgın olduğu belirtilen ve her 3 kişiden birini etkilyen fazla kiloluluk ve obezitenin (şişmanlık) nedenleri arasında hiç kuşkusuz 90'lı yıllarda tartışılmaya başlanan tüketim kültürü ve gıda sorunu oluşturuyor. Uzun çalışma saatleri ebeveynlerin evde yemek yapmasını "out" Mcdonalds'da çocukların boğaz zevkini doyurmayı ise "in" olmasını destekliyor.
Büyük şehirlerde birbiri ardına açılan alış veriş merkezleri piknik alanlarının yerini almış durumda. Endüstriyel besinlere dayalı hazır gıda kültürü, geleneksel beslenme alışkanlıklarını çoktan tahtından indirdi. Ülkelerin tarım ve ticaret politikalarını düzenleyen neo-liberal müdehaleler sonrasında tarımla geçinen nüfus azaldı, endüstriyel gıdalar sofralarımızı işgal etti. GDO'lu, hormonlu ve üretim tekniklerinden bir haber olduğumuz besinler fast-food kültürünün yanı sıra vücudumuzun en sık ziyaretçileri arasında yerlerini aldılar. Peki günümüzde karşısında durulamayan neo-liberal yeniden yapılanma döneminde çocukların okullardaki beslenmesinin, devlet tarafından düzenlenmesi gerektiğini savunmaya cürret edecek babayiğit kaldı mı?
Ülkemizde de salgın olduğu belirtilen ve her 3 kişiden birini etkilyen fazla kiloluluk ve obezitenin (şişmanlık) nedenleri arasında hiç kuşkusuz 90'lı yıllarda tartışılmaya başlanan tüketim kültürü ve gıda sorunu oluşturuyor. Uzun çalışma saatleri ebeveynlerin evde yemek yapmasını "out" Mcdonalds'da çocukların boğaz zevkini doyurmayı ise "in" olmasını destekliyor.
Büyük şehirlerde birbiri ardına açılan alış veriş merkezleri piknik alanlarının yerini almış durumda. Endüstriyel besinlere dayalı hazır gıda kültürü, geleneksel beslenme alışkanlıklarını çoktan tahtından indirdi. Ülkelerin tarım ve ticaret politikalarını düzenleyen neo-liberal müdehaleler sonrasında tarımla geçinen nüfus azaldı, endüstriyel gıdalar sofralarımızı işgal etti. GDO'lu, hormonlu ve üretim tekniklerinden bir haber olduğumuz besinler fast-food kültürünün yanı sıra vücudumuzun en sık ziyaretçileri arasında yerlerini aldılar. Peki günümüzde karşısında durulamayan neo-liberal yeniden yapılanma döneminde çocukların okullardaki beslenmesinin, devlet tarafından düzenlenmesi gerektiğini savunmaya cürret edecek babayiğit kaldı mı?